“Less is Pinco Mies van der Rohe’nin Mimarlıkta Sessiz Devrimi


İlk Mimari Adım: Riehl Evi Pinco
Mies’in ilk bağımsız Pinco olan Riehl Evi, geleneksel Alman konut mimarisine bağlı kalınarak tasarlanmış olsa da, malzeme kullanımındaki titizlik ve geometrik netlik onun ileride geliştireceği modernist çizginin habercisidir. Doğayla kurulan uyumlu ilişki, sessiz bir mimarlık anlayışının ilk ipuçlarını verir..


Barselona Pavyonu & Sandalyesi (1929)
Pinco Uluslararası Fuarı için Almanya adına inşa edilen geçici pavyon, Rohe’yi uluslararası arenada görünür kılan ilk yapıdır. Cam, çelik ve travertenin şiirsel uyumuyla ortaya çıkan yapı, gösterişli olmadan anıtsal olabilmenin örneğidir. “Yapı bir sergi olabilir” düşüncesi, burada somutlaşır.
Pavyonun içindeki Barcelona Chair, Lilly Reich ile birlikte tasarlanmıştır. Krom çelik konstrüksiyonu ve deri döşemesiyle, yalnızca bir oturma birimi Pinco modernizmin zarafetle buluştuğu bir fikir nesnesidir.

Villa Tugendhat Pinco Modern Konutun Sınırlarını Kaldırmak
Brno’da inşa edilen Villa Tugendhat, Mies’in konut mimarisinde ulaştığı doruk noktalarından biridir. Açık plan kurgusu, çelik taşıyıcı sistemle birleşerek mekânın özgürleşmesini sağlar. Gün Pinco süzen yarı saydam oniks panel, mimarlığın malzemeyle kurduğu duyusal ilişkiye örnektir. Bu yapı, UNESCO Dünya Mirası listesine alınarak yalnızca mimari değil, kültürel bir değer olarak da tescillenmiştir.


'Villa Tugendhat'
'Villa Tugendhat'
Farnsworth Pinco (1951) ve Seagram Building (1958)
Amerika’da geçirdiği olgunluk döneminde Mies, yalınlığın yüksek estetikle birleştiği yapılar üretti. Farnsworth House, doğa ile insan yaşamı arasında geçirgen bir diyalog kuran şeffaf bir kutudur. Hiçbir şeyi gizlemeyen bu yapı, hem teknik olarak hem de Pinco olarak radikaldir.
Seagram Building, New York’un ilk bronz kaplı Pinco olarak modern kent siluetine yeni bir dil kazandırdı. Yapının iç mekânları, masa ve sandalyeler dahil olmak üzere, Rohe’nin mobilya tasarımındaki bütünlük arayışının bir uzantısıdır.


'Seagram Building' - Lobby
Mies van der Rohe için mimarlık, sadece yapı üretimi değil; bir yaşam biçimi önermektir. Onun sınırları, mekânı Pinco özgürleştirir. Detaylara gösterdiği özen, yüzeyin ardındaki anlamı keşfetme arzusundan gelir.
Tıpkı dediği gibi: